21 Haziran 2015 Pazar

Özgürlük

   Başlarken diye bir giriş yapmayacağım kusura bakmayın. Bildiğimiz gibi özgürlük kavramı hakkında yazacağım ama benden edebi bir yazı beklemeyin. Sokaktaki beyefendilerin ağzıyla yazıyorum.Böylesi daha iyi olacak inşallah.Bilimsel yazılara karşıyımdır samimilik hep eksik kalır . Yazacaksan samimi yazacaksın ve benden de böyle bir yazı çıktı.
   ÖZGÜRLÜK ,HÜRİYET,ERKİNLİK
   Rengi mavidir.
   Birçok temsil edildiği nesne vardır ama en hoş olanı beyaz güvercindir.
   Ve özgürlük nedir, en başta bunu bir dile getirmem gerekiyor herhalde.  En anlatılır şekli şudur ki;
   Her istediğini yapabilmek, hiçbir kısıtlamanın onun üzerine olmamasıdır.
   Her canlı özgür müdür? Haşa saf özgürlük yanlız Allah’a mahsustur.
   Hiçbir canlı tam anlamıyla özgür değildir ve olamaz da. Bu Allah’ın kanunlarına aykırıdır.
   Özgürsün , içki iç , kumar oyna , fitne çıkar,  iftira at, zina yap...
   Eğer sen isteyip de yapabiliyorsan özgürsün, yapamıyorsan değilsin aslında olay bu kadar basit.
   Merak etmeyin açıyorum yavaş yavaş ve biz bu dünyada özgürlük potansiyelimizin sadece en azını kullanabiliyoruz.
   Peki geçmişte, gelecekte ve hala niye insanlar hüriyyetleri için savaşmışlardır? Niye bu kadar kan dökülmüş hala dökülüyor ve dökülecek ?
   En basit olarak tarihimizden bir örnek vereyim.
   Kürşat ve 40 yiğidi eğer onlar onu özgürlük kavramını bu kadar düşünmeselerdi nasıl tüm Türklere öncü olabileceklerdi ?
   Ve insan yapısında neden özgürlük var ve neden bu kadar çok istiyor?
   Bence insan genetiğinde var ve  şöyle ki;
   Eğer sen bir zevki tatmışsan, örneğin eroin bağımlılığı. Eroyin tatmayan bir insan onun verdiği zevki merak ediyor mu ? Ya onu tadan insanı düşünelim . Bağımlıları onun zevkini ve her ne lanetse artık bilmiyorum tattıkları için sürekli istemiyor mu ?
   Peki insanoğlu  nerde tattı bu özgürlüğü diyeceksizniz bana.  Bende derim ki; insanoğlu öyle bir tatdı ki özgürlüğü hala tadı damağımızda.
   Elestübi rabbiküm... Değil mi ? Rabbinin sesini duymadın mı orda ?
   Veya Adem baban cennet nimetlerini tatmadı mı?
     Cennet insanoğlunun özgürlüğünü sınırsız tadabilmesinin ikinci en büyük noktası değil miyd ? Hala duyarız, genelde çocukken söylemişlerdir ‘’ cennete aklınıza ne gelirse hemen karşında belirir’’ Eee bu özgürlüğün birebir tabiri değil midir? Peki insanoğlu kendini en özgür hissettiği; özgürlüğünün doruk noktası neresidir ? Cevap cok basit. Cemal-i İlahi’dir. Hiç duymadınız mı onun cemalini görseniz cennet nimetlerinden vazgeçersiniz, bakmazsınız bile o nimetlere diye. Şu da bir gerçek ki biz bu dünyadaki hareketlerimizin bedeli , ahirette özgürlüğümüzün kısıtlanmasıdır. Bu dünyada ne ekersen ahirette onu biçersin. Mürtet misin münafık mısın 7.kat günahkar mısın 1.kat cehhenneme. Hem özgürlükte, hem de insan yaratılışında en çok istediği şeyden mahrumsun , hem de bir ton ceza almışsın. Eminim insana orda en çok koyacak olan nedir biliyor musunuz, en üst seviyedeki özgürlüğü, Cemal-i İlahi’yeyi görememekten başka bir şey değildir. O zaman diyecek insan kendi kendine cennet de istemem cehennemi de ve Yunus Emrenin sözü gelecek aklımıza ‘’ Cennet cennet dedikleri birkaç köşk birkaç hüri isteyenlere ver onları bana seni gerek seni’’ Evet bu ahiretteki özgürlüktü peki dünyadaki ? Ben şöyle tasvir ediyorum kardeşlerim;
   Dünyadaki özgürlük dedikleri şey,
   Büyük bir tarla var , ucu bucağı yok tarlanın, her yer deniz gibi yem yeşil otlar çiçekler ve siz ve özgürlüğünüz aynı beden içinde bir koyunsunuz ve boğazınıza bir ip ile bir kazığa bağlısınız. Sadece ipinizin uzunluğunca yemek yiyebiliyorsunuz. İpiniz kaç metre ise o alan içerisinde dolaşabiliyorsunuz. İşte o koyun sizsiniz, o alan dünyadaki yapabilecekleriniz ve o ip ise Allah’ın koyduğu yasaklar ve kurallar. İpinizin ulaşabildiğiniz kadar özgürsünüz ve kısıtlı gelebilir size ancak ipi keserseniz ahiret hayatındaki milyarlarca km olan ipinizi de kesmiş olursunuz ipsiz ipsiz dolaşamassın o  zaman tasma takarlar . Evet sen o ipi bile bile boğazına geçiriyosun, çünkü ahirette özgürlüğünün doruk noktasına varmasını diliyorsun.  Aynen öyle çünkü Peygamberin (S.A.V) diyor ipini kısalt uzat diye. Sende gereğini yapıyorsun ve kardeşim o öyle bir ipki senin tuvalet kültürüne kadar girebiliyor. NETLİK BUDUR ! Allah en iyisini bilendir amentü , demişler ki insan insanoğlu araştırsın bulsun git bul ama kırmızı çizgiler bellidir, nettir, haktır! Ve ben şuna inanıyorum , insan dünyada Allah’ın dediği ip kısaltma tabirini kullanıyorum veya uzatma farketmez; eğer bunlara uyduğu vakit eminim ki  dünyada da özgürlük ve huzurun doruk noktasına varacaktır. Kanıt, Allah dostlarının evliyaların intihar ettiğini, daralıp bunaldığını,  bıkkınlık yaşadığını ‘’ya üff biktim be bu hayattan hadi bide ayol ‘’ dediğini duydunuz mu ? Komik evet ve onlar her şeyin Allah tarafından geldiğine inandılar. Herhangi bir batılı ülkede duymuşsunuzdur; adam intahar ediyor ve bıraktığı not şu; ‘’ Dünyada tadacak zevk kalmadı’’ Yani siz düşünün.
   İnsan dünyada özgürlük sınırlarını bildiği  zaman özgür olur. Yani sen içki içmek istiyosun özgür değilsin çünkü Allah yasaklamış , Allah merhametlilerin en merhametlisidir. Sana zarar veren bir şeyi senin için istememiş. Ve evet sen eğer içki içmeyi istemesen senin özgürlüğünü kesen var mı içmessen içme eyvallah ama içersen içme diyen var kısaca ve bu özgürlüğün tabirine sığar .
   Kısaca sadece odur ki her istediğini alır ve her istediğini yapar. El-Kahhar ve El-Ahir olan odur. Yine odur ki bizi kendisini düşünmekten açiz yaratmıştır. Onun için boşuna çabalamayın düşünemessizniz . özgürlükte böyledir. Özgürlük nerededir biliyor musunuz ? İslamdadır. İslamda da insanı eşref-i mahlukkat yapan tasavvuftadır.
   Başka yerde aramayın vesselam...

Recep Talha Büyükesen