10 Nisan 2015 Cuma

Bu Ülkenin Şiire İhtiyacı Var

Bu Ülkenin Şiire İhtiyacı Var 


Bir ülke, yedi bölge, seksen bir il, yüzlerce ilçe, binlerce mahalle, milyonlarca insan. Her insanda keşfedilebilir ama keşfe kapalı milyonlarca dünyalar.

Bir senfoni düşün
 iç içe ve karşılıklı. Aynalar senfonisi milyonlarca insanın çıkardığı tını
 Düşün ki bu senfoni arasında
 tam ortasında kaldın,- yani kalbinde, hem kirli hem temizi bilmeye dair
                                                  kalbin tabiatında olan,
                                                 seçme hakkı, yöneliş
                                                  seçmeme hakkı, tükeniş
                                          bu tükenmek şiirin varlığına dair-

sağdan soldan uçsuz bucaksız sesler gözüküyor. Bazıları görmeye doyamayacak gibi bazıları tahammül edilmeyecek gibi. Ve her seferinde seçim hakkı var. Bir de Araf melodisi var, sinsice yanaşır. Kararsız kaldığımız zamanlarda ki durum bu. Bu kararsızlığında çözümünü bulmuştuk biz. “Şiir” her derde devadır bu şiir. Acıyı tatlandırır, tatlıyı sulandırır nazarlık olsun diye.

Ülkemizin de şiire ihtiyacı var. Sadece kararsızlığın değil, iyi kötü kararında şiirle olması lazım.
Şiirle yoğrulmayan hamurda lezzet mi olur hiç. Ülkece yavaş yavaş, tatsız tuzsuz hale gelmeye başladık. Yaşadığından keyif alamayan insanlar olduk. Alınan keyfin hemen kaçtığı günlere uyanır olduk. Öyle ki “Niye haber izlemiyorsun? ” sorusuna “Haberleri izlediğimde keyfim kaçıyor, sinirlerim bozuluyor.” cevabını alır olduk. Gerçekten öyle şeyler yaşanıyor ki izleyemez olduk haberleri, dünyadan bihaberiz artık. Sevgisiz yapılıyor işte ondan böyle habersiz kalıyoruz. Şiirsizlik, işte tam bu yüzden şiir sokakta değil, şiir yürekte olmalı. Sokakta olan şiiri anlamıyorsan olmasın daha iyi, anlıyor yaşıyorsan zaten o sokakta değil yürektedir. Hem şiiri sokaklara düşürmeyelim, göklere semalara çıkaralım onu…




Notun dibi: 

Bu ülkenin şiire ihtiyacı var. Şiirin sokaklara inmesi değil; yüreklere, dünyamıza işlenmesi lazım.  O halde kararsızlığımız bile sevecen olur.
Ne habersiz kalırız ne sevgisiz kalırız. Biraz romantik biraz da realist olmalıyız. Gerçekleri perdeli değil aksine daha şeffaf ama daha güzel görürüz.
Şiiri sokaktan yüreklere taşımalıyız. Bunun için gerekirse ordu kuralım, farklı dünyalarla dolu bir ordu. Muhteşem bir zenginlik. Birimden bütüne hareket etmemiz lazım. “Tek başıma ben ne yapabilirim” demeyip karınca misali boynumuza düşeni yapmalıyız. Kısacası elimizden geleni ardımıza koymalıyız, her şey serbest,  haykırmak serbest, ama düsturlu bir halde
Hiç olmadı tarihe bir not düşelim “şiir sokakta değil şiir yürekte” diye